Bu yazımda güncel bir konuya değinmek istedim. Son günlerin “indigo/kristal çocuk” olarak nitelendirilen çocuğu Atakan. Bir anda yaşına göre olgun tavırları, fikirleri ve felsefe kitapları okumasıyla gündeme gelen Atakan’ın aile ve sosyal çevre ile iletişimi bu konuda ne söylüyor peki?
Öncelikle psikolojinin, ardından çocuklara yönelen tüm sosyal bilimlerin kabul ettiği gelişim evreleri içerisinde, 10 yaşında olan Atakan’ın kendi gelişim evresini yaşadığını söyleyebiliriz. Net tavırlar, keskin fikirler, ilgi çekme isteği gibi özellikleri olan bu evreye detaylı değinmeyeceğim. Burada özellikle üzerinde duracağımız kısım, bir çoğumuza tuhaf gelen birtakım tepkileri, kendini ifade ediş biçimi ve mimikleriyle birlikte, toplumun büyük kesiminin tepkisini alan annesine olan davranışlarıdır.
Kişilik gelişiminde bir birey olan Atakan’ın, ilk kişilik özelliklerinin oluştuğu çevre olan aile iletişimindeki durumunu yorumlayacağız. Atakan’ın zeki olduğu aşikar. Ancak, bu zekasının ailesi -röportajlarda özellikle annesini görüyoruz- tarafından desteklenme biçiminin, çocuğu zekasıyla kutsama, zekasına hayranlık duyma gibi özellikler taşıdığını görebiliyoruz. Örneğin bir röportajında, Atakan 1 yıldır böyleyim (felsefeye ilgili, kendinin ve dünyanın farkında, üstün zeka belirtileri gösteren vs) derken annesi “o 1 yıl olduğunu sanıyor ama aslında doğduğundan beri böyle” diyor. Bu konuşmayı yaparken annenin mimiklerine baktığımızda oğlu ile gurur duyduğunu görebiliyoruz. Buraya kadar bir annenin evladına bakış açısı ve hakkındaki gözlemleri normal çerçevede. Farklılık ise, Atakan’ın annesini küçümser tavırlar sergilediğinde başlıyor. Annesiyle konuşulurken, annesinin omzuna vurup “seni şöyle alalım” diyerek arkaya göndermesi ve annesinin tek bir kelime dahi etmeden bu komuta uyarak arkaya geçip oturması, annesine davranışı nedeniyle Atakan’a karşı büyük antipati yarattı. Burada açıkça Atakan’ın annesinin kendisiyle ilgili soruları yanıtlarken yeterince doğru ifade edemeyeceği, bir nevi annesinin Atakan’ı temsil edemeyeceği, bunu ancak kendisinin yapabileceği düşüncesi görülebiliyor. Annesinin tepkisi ise, bunu kabullendiği ve hayranlık duyduğu bu zekaya saygı gösterdiği yönünde.
Babasının da sözünü kesen Atakan’ın, buna rağmen bu davranışı daha saygılı bir şekilde yaptığını ve babası yanındayken zaman zaman göz kontağı kurarak onay aldığını gözlemleyebiliyoruz. Örneğin, bir canlı yayında annesine sorulan soruyu, annesi cevapladığı anda araya girerek kendi yanıtlamak istiyor. Burada anne “ben söyleyeceğim artık” diyerek sözü geri alıyor ve Atakan’dan farklı bir fikir belirtiyor. Bu esnada Atakan’ın çenesini sıktığını ve gözlerini devirdiğini, yani annesine ve annesinin söylediklerine sinirlendiğini görebiliyoruz. Babası ise, Atakan’ın sırtını sıvazlayarak “idare et, tamam” tarzında bir davranış sergiliyor ve Atakan annesine müdahale etmiyor.
Tüm bunlardan öncelikle Atakan’ın aile içinde zekası vurgulanarak sevgi gördüğünü, sürekli zeki olduğunun dillendirildiğini ve yüceltildiğini söyleyebiliriz. Atakan ise, normal bir çocuk davranışı sergiliyor ve desteklenen özelliği üzerinde yoğunlaşıyor. Daha çok bilgi, daha çok zeka demek; daha çok sevgi, daha çok ilgi demek. Muhtemelen 10 yaşında (soyut) felsefe kitaplarına yönelmesi (kendisi henüz soyut bilişsel dönemde değil) ve insanlarla konuşurken “siz beni anlamazsınız, ben sizden daha zekiyim, benim dengim değilsiniz” tarzı tavırlarının altında bu zeka kutsanması yatıyor. Aynı şekilde Atakan’ın konuşurken yoğun şekilde ellerini kullanması da bu karşısındakini denk görmeme ve bilgiyi net aktarma isteği ile ilgilidir diyebiliriz. Ayrıca, Atakan’ın annesini kendisine zeka olarak denk görmemekle birlikte, babasını kendine denk gördüğünü ve aile içerisinde sürekli çocuğuna hayranlık gösteren ve biat eden bir anne ile çocuğu üzerinde daha otoriter ve onaylayıcı tutum sergileyen bir baba figürü olduğunu söyleyebiliriz.
Siz de bu konudaki düşüncelerinizi yorumlarda benimle paylaşabilirsiniz.
Dipnot: Atakan’ın bir çocuk olduğunun unutularak medyada bu kadar ön plana çıkarılmasını doğru bulmadığım için temsili bir resim kullandım.