“Bütün fırtınalar hayatınızı bozmak için gelmez. Bazıları yolunuzu temizlemek için gelir.” Paulo Coelho Hayatta karşılaştığımız sarsıcı olaylar, ilk bakışta yıkıcı ve olumsuz gibi görünse de, çoğu zaman bireyin kimlik inşasında, değerler sisteminin yeniden yapılandırılmasında ve yeni yolların keşfinde önemli katalizörlerdir. Bu perspektif, sosyolog Anthony Giddens’ın “refleksivite” kavramıyla da örtüşür.
“Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine, dünyaya daha iyi çocuklar bıraksanız, sorun kendiliğinden çözülecek aslında.” Aziz Nesin Geleneksel olarak insanlık, “gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak” fikrini bir etik görev olarak benimsemiştir. Ancak bu cümle, bu sorumluluğun yönünü tersine çevirerek, dünyanın değil, bireyin dönüşümünü merkeze koyar: Dünyayı değiştirmek
“Nazik olun. Karşılaştığınız herkes, farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.” Platon İnsanlar, çoğunlukla başkalarının yaşam deneyimlerine dair yalnızca yüzeyde kalan ipuçlarını görürler; fakat her bireyin iç dünyasında taşıdığı yük, dışarıdan görülenden çok daha ağır olabilir. Psikolojide bu duruma görünmeyen travmalar veya duygusal buzdağı benzetmesi yapılır. Kişinin dışavurduğu davranışların altında, çoğu zaman bastırılmış
“Bize 1,99.. ‘u 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız.” Hakan Günday Jean Baudrillard’ın “simülasyon” ve “hipergerçeklik” kavramlarıyla bu durumu ilişkilendirebiliriz. Gerçek ile temsil arasındaki sınırın bulanıklaştığı bu çağda, bize sunulan değerler, imgeler ve fiyatlar da artık gerçeğin değil, bir yanılsamanın ürünüdür. Ve biz, bu sahte düzenin içine doğmuş, onu